YÖN VEREN LİDERLER

Çevre ve toplum için Yuvarla’yıp, Fonzip ile STK’ların dijitalleşmesine destek oluyorlar

0

Sosyal sorumluluk alanında önemli çalışmalara imza atan Yuvarla ve Fonzip’in Kurucu Ortağı Emre Danacı, “Fonzip yüzlerce STK için şu anda 1,1 milyon kişinin yönetildiği 100 milyon TL’den fazla bağış, aidat ve etkinlik gelirinin STK’lara aktarıldığı bir girişim. Yuvarla’nın geleceği de kolektif bir duruş ve destek gerektiriyor.” diyor.

Heyecanlı, hedefleri olan ve başarılı bir girişimci Emre Danacı… ‘Dostum’ dediği Erdi Yerebasmaz ile kurdukları girişimlerle 2012 yılından bu yana hem çok keyifli hem de son derece değerli bir çalışmaya imza atıyorlar. Girişimleriyle, hem sosyal sorumluluk alanında deyim yerindeyse ‘çorbaya tuz oluyorlar’ hem de STK’ların dijitalleşmesi ve kaynak geliştirmesi için destek veriyorlar. Üstelik, tüm alkış ve tebrikleri iş birliği içerisinde oldukları STK’lar için ter döken profesyonel çalışanlara, gönüllülere ve gönüllü bağışçılara armağan edecek kadar da mütevazı davranıyorlar. Yuvarla ve Fonzip Kurucu Ortağı Emre Danacı, bize bu kıymetli yolculuklarının hikayesini anlatırken, projelerinin devam edebilmesi için gereken kolektif duruşun önemini vurguluyor…

Sizi aslında yakından tanıyoruz; ancak okuyucularımız için kendinizi bir kez daha tanıtır mısınız? 

Yuvarla sosyal girişimi ve Fonzip’in kurucu ortağıyım. En yakın dostum Erdi Yerebasmaz ile kurduğumuz bu girişimlerle 2012’den beri sivil toplum kuruluşlarının dijitalleşmesi ve kaynak geliştirmeleri için “*tech for good” (*iyilik için teknoloji) sloganıyla çalışıyoruz.

Yuvarla.com çok değerli bir sosyal girişim. Fikir nasıl ortaya çıktı, hikayesini anlatır mısınız? Dahası,2014 yılında kurulduğu günden bu yana neler değişti, neleri değiştirdi? 

Aslında “Yuvarla” mantığı uzun zamandır kullanılıyor. Ödemelerdeki kartlı devrimden önce mağazalarda, kasa yanlarında duran bağış kumbaralarının günümüze uyarlanmış hali diyebiliriz. Plastik kartların kullanımı ve online alışveriş ile bu kumbaralar işlevini yitirmeye başlamıştı ki ülkemizde “Yuvarla” girişimi ortaya çıktı. Para üstü olarak verilecek metal paraların, seçilen bir kuruma aracısız olarak bağışlanmasını mümkün kılıyoruz.

2014 yılında, başta Morhipo olmak üzere Boyner grubu markaları, Gittigidiyor ve Biletix’le çalışmalar yaparak online alışverişleri Yuvarla’maya başladık. Sonrasında farklı ulusal ve global markaların online alışveriş sitelerine konulan kutucuklarla projemiz büyüdü. Kullanıcılara ödeme sırasında örneğin “78.90 TL olan harcamanızı 79 TL yuvarlamak ve aradaki farkı bir kuruma bağışlamak ister misiniz?” diye soruyorduk. Sonrasında yine e-ticaret kanallarındaki büyük bir değişim ile mobil servisler fazlasıyla öne çıktı, kanallar çeşitlendi. Biz de bu yapıya uyum sağlamak için çok zorlu bir ikna ve sonrasında operasyon isteyen e-ticaret entegrasyonları yerine daha büyük bir hayal kurduk: Neden kartlı ve küsuratlı tüm harcamaları iyilik için yuvarlayamıyorduk? Bunun üzerine Yuvarla önemli bir değişimle şimdiki haline geldi. Yuvarla’ya bir kez kayıt olan kullanıcıların tüm harcamalarını otomatik olarak yuvarlayan veya her işlemde kendilerine sorulan bir modele geçtik. Model şu anda 5 adet özel bankanın kartlarıyla çalışıyor. Yuvarla için, kurucuları dışında bu 5 banka ile yaratılan ve Bankalararası Kart Merkezi tarafından desteklenen kolektif bir sosyal girişim diyebiliriz.

Fonzip ile Yuvarla.com arasında neler farklı, iki girişimin işleyişini anlatır mısınız?

Yuvarla bir sosyal girişim ve yapısal olarak sosyal sorumluluk projesine yakın, sponsorluk dışında bir geliri yok. Arka arkaya 5 yıldır Yuvarla’nın faaliyetlerini sürdürmesi için sponsor olan Bankalararası Kart Merkezi ve BKM Ekspress ile yolculuğumuza devam ediyoruz. 

Fonzip ise 2016 yılında  Yuvarla’nın girişimcileri olarak hem kendimizi finanse eden hem de yine sivil toplum alanında faaliyet gösteren bir SaaS yazılım girişimi. Yüzlerce STK için şu anda 1,1 milyon kişinin yönetildiği 100 milyon TL’den fazla bağış, aidat ve etkinlik gelirinin STK’lara aktarıldığı, kısaca STK’ların üye, aidat ve bağış altyapısı diyebiliriz. Yuvarla son kullanıcılara çok kolay ve finansal olarak uygun bir bağış deneyimi sağlarken Fonzip ise sivil toplum kuruluşlarını dijitalleştirmek için çalışıyor.

Pandemi sürecinde her iki platform tarafında neler yaptınız? Bu süreçte çalışmalarınız, sürece destekleriniz nasıl oldu? 

Bağış işlemini tetikleyecek kart işlemleri, fizikselden daha çok online ortama taşındığı için Yuvarla pandemiden pek fazla etkilenmedi ve kuruşların bağışa dönmesinde bir sorun yaşanmadı. 

Fonzip tarafında, başta Ahbap Platformu olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşlarının birçok dayanışma kampanyası başarıyla yürütüldü. Fonzip olarak bizim de bu kampanyaların altyapı sağlayıcısı olarak sürece dolaylı bir katkımız oldu. Fakat neticede biz bir yazılım şirketiyiz. Bu nedenle tüm alkış ve tebrikleri iş birliği içerisinde olduğumuz STK’lar için ter döken profesyonel çalışanlara, gönüllülere ve en önemlisi yüce gönüllü bağışçılara armağan ediyoruz.

Devam eden süreç ve yeni normal için de çalışmalarınız olacak mı?

Yuvarla tüm çabalarımıza rağmen henüz yeterli büyüklüğe ulaşmış değil. İstatistiki olarak Yuvarla’ya kayıt olan kişilerin yarısı kart bankaları Yuvarla’ya destek vermediği için uygulamayı kullanamıyor. Bu durum yüzünden geniş kitlelerle ne yazık ki iletişim kuramıyoruz. Yuvarla’nın geleceği, çevresel ve toplumsal sorunlara karşı verilen mücadelede kolektif bir duruş gerektiriyor. Diğer özel ve kamu bankalarının desteğiyle Yuvarla’nın devam edebilmesi çok önemli.

Ne yazık ki çocukluk çağı kanserlerinden kadına şiddete, tehdit altındaki doğal yaşamdan insani yardım ve en önemlisi nitelikli eğitim konularında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının, Yuvarla modeli ile desteklenmesi için ben ve ortağımdan daha fazlası, en açık deyişle bankaların kolektif bir desteği gerekiyor. Burada Paycell’in de ailemize katılarak mücadelemize destek olmasından memnuniyet duyarız.

Türkiye koşullarında girişimcilik noktasında sizi zorlayan etkenler var mı?

Ülkemizde sahip olduğumuz kültürün birçok güzelliği var; fakat kolektif çalışma kültürünün eksik olduğunu düşünüyoruz. Bu en büyük ve düzeltilmesi en zor olan eksiğimiz ve bizi de elbette zorluyor. Herkesin örnek gösterdiği Silikon Vadisi’nden çıkan girişimler, diğer birçok girişimin ürününü kullanıyor ve tanıtıyor. Baktığınızda hepsi bir yazılım şirketi ve “her şeyi kendimiz kodlarız” yaklaşımından çok uzaktalar. Dev şirketler girişimlerin ürünlerini kullanmadıkça, bir girişimi satın almak yerine daha fazla para harcayıp onlarla rekabet edip öldürmeye çalıştıkça bu topraklardan global ölçekte bir hizmet çıkması maalesef çok güç.

Sizin gibi özellikle çok kıymetli olan sosyal sorumluluk alanında girişim planlayanlara tavsiyeleriniz neler olacak? 

Yukarıda bahsettiğim olumsuzluklardan etkilenmemek adına, sosyal fayda amaçlı da olsa girişime global ölçekte başlamanın çok daha iyi olacağını düşünüyorum.

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up