COVID-19’un iş dünyası üzerindeki baskısı artıyor

Veri ve analiz firması GlobalData tarafından yapılan yeni bir ankette, katılımcıların neredeyse %70’inin koronavirüs salgınının işlerinin geleceği üzerindeki etkisi konusunda endişe duyduğu ortaya çıktı.

COVID-19’un iş dünyası üzerindeki baskısı artıyor

Salgının dünya ekonomilerinin birçoğu üzerinde yıkıcı bir etkisi oldu. Hükümetler COVID-19’un etkisini hafifletmeye çalıştıkça dünyadaki birçok ülke ve şehir kilitlendi. Birçok endüstri salgından etkilendi ve işletmeler çalışanlarını korumak için uzaktan çalışmanın yeni yollarını bulmak zorunda kaldı.

Ağırlıklı olarak teknoloji ve finans alanında çalışan ve çoğunlukla ABD, İngiltere, Hindistan, Güney Afrika ve Kanada’dan olan yaklaşık 1.000 katılımcı, 2 – 25 Mart 2020 tarihleri ​​arasında yürütülen GlobalData anketine yanıt verdi.

Ankette, katılımcıların %69’u koronavirüsün işlerine zarar vermesinden endişe duyduklarını, sadece %31’i endişeli olmadıklarını söyledi. 

GlobalData, konaklama gibi bazı endüstrilerde koronavirüsün neden olduğu zarar çok açık ve acil olsa da, çalışanların evden çalışmaya devam edebileceği diğerleri için, maliyetin çok net olmadığı belirtiliyor. Bununla birlikte, operasyonların tamamen uzaktan gerçekleştirilebileceği organizasyonlarda bile üretkenliğe bir darbe vuracağı korkusu var.

Analist firması sonuçları, “Tabii ki, yalnızca birçok endüstrinin üstesinden gelmekle kalmayıp aynı zamanda işletmelerin nasıl işletilmesi gerektiğine dair hızlı ve önemli bir dönüşümü hızlandıran küresel bir durgunluk korkusu da artıyor.” şeklinde değerlendiriyor.

GlobalData, koronavirüsün inanılmaz derecede enfeksiyöz doğası nedeniyle, birçok sağlık çalışanının da büyük bir enfeksiyon riski altında olduğunu söylüyor. GlobalData veri bilimi uzmanı James Spencer, “Bu, özellikle enfekte olmuş ve enfekte olmamış birçok hasta ile günlük olarak temasa geçmek zorunda kalacak ve hastalığın kendileri için son derece tehlikeli bir vektör haline gelebilecek pratisyen hekimler için tehlikelidir.” diyor. 

GlobalData, video görüşmesi sistemlerinin çözümlere yanıt olabileceğini ve uzaktan hasta izleme üzerinde kalıcı bir etki sağlayabileceğini söylüyor.

Spencer, “Nye Health gibi tamamen uzaktan tıbbi video çağrı sistemleri, hastaların pratisyen hekimleriyle tamamen görüntülü görüşme yoluyla etkileşime girmesine izin vererek hastaya ya da uygulayıcıya bulaşma riskini ortadan kaldırıyor.” diye ekliyor. Bu sistemlerin genellikle pratisyen hekimin sağlık veri tabanı ile entegre olduğunu belirten Spencer, sistemlerin ayrıca doktorların hastalarının kayıtlarını sürekli olarak görmelerine ve takip etmelerine izin vererek, sorunsuz ve sürekli dijital bakım sağlayarak uzun zamandır beklenen uzaktan hasta izleme hedefi olduğunu dile getiriyor.